Son yıllarda, pandemiyle birlikte hayatımıza giren evden çalışma modeli birçok çalışan için bir rahatlık ve verimlilik unsuru haline geldi ve milyonlarca çalışanın iş-yaşam dengesini yeniden şekillendirdi. Ulaşım stresinden kurtulmak, esnek çalışma saatlerine sahip olmak ve aileyle daha fazla vakit geçirebilmek gibi avantajları sayesinde çalışanların büyük bir kısmı bu düzeni benimsedi. Ancak ne yazık ki, pandemi etkisinin azalmasıyla birlikte bazı işverenler bu yeni düzene sıcak bakmıyor ve ofiste çalışma talebini daha sık gündeme getiriyor ve bu konuda baskı yaptığı bir döneme girdik. Özellikle son dönemlerde bu tüm dünyada da fazlasıyla artmış durumda. Bu durum, çalışanlar arasında da huzursuzluk yaratmaya başladı. Evden çalışmanın avantajlarını gören çalışanlar, eski düzene dönmeye sıcak bakmıyor. Peki, işverenlerin bu tutumunun altında yatan sebepler neler? Çalışanlar bu baskıyla nasıl başa çıkabilir?
Hem işveren hem de çalışan açısından incelendiği zaman evden çalışma konusu aslında çok fazla avantajlar ve dezavantajlar barındırıyor. Her iki taraf açısından da avantajları incelersek aşağıdaki gibi gibi bir tablo çıkıyor;
EVDEN ÇALIŞMANIN İŞVERENLERE AVANTAJLARI;
- Maliyet Tasarrufu: Ofis kiraları, enerji maliyetleri ve diğer fiziksel ofis giderlerinin azalmasıyla birlikte özellikle büyük ekipleri yöneten şirketler için finansal bir avantaj sağlıyor.
- Daha Geniş Yetenek Havuzu: Evden çalışma, işverenlerin coğrafi sınırlara takılmadan farklı şehirlerden ve hatta ülkelerden yetenekli çalışanları işe almasına olanak tanıyor. Böylelikle başka şehre taşınmak istemeyen yetenekli kişilerin istihdamı ve çalışması da mümkün hale geliyor.
- Çalışan Memnuniyeti ve Bağlılık: Çalışanlarına esnek çalışma imkanı sunan işverenler, onların memnuniyetini artırabilir ve bu da işten ayrılma (sirkülasyon) oranlarını düşürebilir.
- Verimlilik Artışı: Ofiste çalışmanın veya daha fazla çalışmanın verimliliğe katkı sağlamadığının ortaya çıktığı şu zamanlarda yapılan bazı araştırmalar, evden çalışanların, ofiste çalışanlara kıyasla daha odaklanmış ve verimli olabildiğini gösteriyor.
- Dijital Dönüşümün Hızlanması: Evden çalışma, işverenleri dijital araçlara yatırım yapmaya ve süreçlerini modernize etmeye ve dönüştürmeye teşvik ediyor. Bu da uzun vadede şirketlere rekabet avantajı sağlayabilir.
EVDEN ÇALIŞMANIN ÇALIŞANLARA AVANTAJLARI;
- Zaman ve Enerji Tasarrufu: Ofise gidip gelmek için harcanan süre ve enerji, çalışanlar için büyük bir külfetti. Evden çalışma sayesinde bu kayıp ortadan kalktı. Özellikle sabah işe gidiş ve akşam eve dönüş zamanlarda geçen süreler büyük bir kazanç haline geldi.
- Daha İyi İş-Yaşam Dengesi: Evden çalışmak, çalışanların ailelerine, hobilerine ve kişisel gelişimlerine daha fazla zaman ayırmasını sağladı. Ve yine yollarda geçen süreleri buralara aktarmak motivasyon anlamında da büyük katkı sağlıyor.
- Verimlilik Artışı: Çoğu çalışan, evden çalışırken daha rahat ve odaklanmış hissediyor. Bu durum, yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış olmak üzere, iş sonuçlarına olumlu yansıyor.
- Ulaşım Masraflarından Tasarruf: Toplu taşıma veya özel araç kullanımına bağlı masrafların azalmasıyla birlikte bu durum çalışanların bütçesine olumlu bir katkı sağladı.
- Daha Esnek Çalışma Saatleri: Evden çalışan kişiler, zamanlarını daha esnek bir şekilde yöneterek hem işlerini hem de özel hayatlarını daha verimli bir şekilde organize edebildi.
Her ne kadar avantajlarından bahsetmiş olsak da tıpkı avantajları gibi dezavantajları da her iki taraf için de fazlasıyla mevcut. Gelelim dezavantajlara;
EVDEN ÇALIŞMANIN İŞVERENLERE DEZAVANTAJLARI;
- Kontrol ve Takip Zorluğu: Bazı işverenler, çalışanlarını uzaktan takip etmekte zorlanıyor ve kontrol kaybı hissediyor. Bu durum, performans yönetiminde sorunlara yol açabilir.
- Şirket Kültürünün Zayıflaması: Ofis ortamı, genellikle şirket kültürünün inşası için önemlidir. Evden çalışma, bu kültürün zayıflamasına neden olabilir ancak yeni dijital sisteme entegre olabilen kültürler daha fazla büyüyebilme potansiyeline sahip.
- İletişim ve İş Birliği Sorunları: Dijital iletişim araçları her ne kadar yaygınlaşmış olsa da, yüz yüze iletişimin sağladığı avantajları tam olarak karşılayamıyor. Bu da ekip içi iş birliğini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca dijital olarak halledilemeyen işlemlerin için ofis ortamlarına ihtiyaç duyulabilmektedir.
- Çalışanların Motivasyonunun Azalması: Ne yazık ki başta ülkemizde olmak üzere her çalışan evden çalışmaya uygun olmayabiliyor. Özellikle birçok Avrupa ülkesine göre evde her şeyden uzak bir çalışma masası kavramı bizde pek olmadığı için bazı çalışanlar ev ortamında motivasyonlarını kaybedebilir ve bu da performanslarını olumsuz etkileyebilir.
- Güvenlik ve Veri Koruma Riskleri: Evden çalışma, siber güvenlik risklerini artırabilir. Devletlerin bile verileri korumakta zorluk çektiği şu dönemde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor bu durum. Çalışanların evde şirket verilerine erişimi, hassas bilgilerin korunması konusunda işverenlerin endişelerini doğal olarak artırıyor.
- Ofis Yatırımları: Yüksek kira maliyetleri ve ofis altyapısına yapılan yatırımların boşa gitmesi kaygısı, işverenleri çalışanları yeniden ofise yönlendirmeye zorluyor.
EVDEN ÇALIŞMANIN ÇALIŞANLARA DEZAVANTAJLARI;
- Sosyal İzolasyon: Ofisteki sosyal etkileşimlerden uzak kalan çalışanlar, yalnızlık hissine kapılabiliyor. Özellikle bekar çalışanlar için üst seviyelerde yaşanan bir his olabiliyor.
- Fazla Çalışma: İş ve özel hayat sınırlarının bulanıklaşması, çalışanların mesai saatlerinden fazla çalışmasına yol açabiliyor. Bazı yetişmeyen işlerin olması durumunda ve sorumluluk hissinin yüksek olduğu zamanlarda normalden çok çalışma yapılabiliyor.
- Ekip İçi İletişim Zorlukları: Dijital araçlarla iletişim sağlanmaya çalışılsa da, yüz yüze iletişimin avantajları her zaman yakalanamıyor.
- Ev Ortamındaki Zorluklar: Evde uygun bir çalışma alanı olmayan veya evdeki diğer sorumluluklarla bölünen çalışanlar için bu durum verimliliği olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle toplantı gibi zamanlarda evde çocuk sesinin vs. duyulması pek de profesyonel bir yaklaşım olmuyor.
SONUÇ
Hem avantajları hem de dezavantajları incelediğimizde ortaya her iki taraf için de açıkça kesin fayda diyeceğimiz bir durum çıkmamakta. Durum böyle olunca da sürdürülebilir bir çözüm bulunması gerektiğinin öneminin farkına varıyoruz.
Bu süreçte çalışanlar yapıcı bir dil ile taleplerini açık ve çözüm odaklı bir şekilde dile getirerek neden evden çalışmanın önemli olduğunu açıklamalılar. Ayrıca uzlaşmacı bir yaklaşım ile işverenle görüşmeli, çalışmaların ve buna istinaden verimliliklerinin düşmediğini ve aksine yükseldiğini gösterir şekilde hareket etmelidir.
İşverenler ise personelini dinlemeli ve şeffaf bir iletişim ile ortak yollar bularak her iki tarafın da motive olduğu bir yol üzerinden hareket etmelidirler. Bu süreçte desteklenebilecek birçok yol bulunmaktadır ancak bunların belki de en kabul edilebilir olanı Hibrit Çalışma Modelidir. Çalışanların belirli günler evden çalışmasına karışılmamakla birlikte belirli günlerde de ofise gelerek çalışmalarını isteyerek ihtiyaçların dengelenmesi için etkili bir çözüm olabilir. Ayrıca işverenler teknoloji ve erişim yatırımları yaparak uzaktan çalışmayı daha etkin bir hale getiren dijital araçların kullanımını teşvik edebilir ve performans ölçümleme sistemleri ve çalışan memnuniyet anketleri ile verimlilik ve geri bildirimler üzerinden performans göstergelerini net bir şekilde takip edebilirler.
SONUÇ OLARAK
Geleceğin iş dünyası esnek çalışma ve daha az çalışma modelleri üzerine inşa edilirken hala bu noktada takılı kalmak insanı üzüyor olsa da işverenlerin ve çalışanların bu dönüşüme uyum sağlaması, her iki tarafın da kazanacağı bir ortam yaratacaktır. Empati ve iş birliğiyle bu zorlukların üstesinden gelinebilecektir.
Çalışma hayatı, hepimizin hayatını şekillendiren bir parça. Ofisten ya da evden çalışmak, sadece bir tercih değil, aynı zamanda bireysel mutluluğumuz ve işimize olan bağımızla da doğrudan ilgili. Evden çalışmanın getirdiği esneklik ve konforun yanı sıra, ofis ortamının sunduğu ekip ruhu ve aidiyet hissi de tartışmasız bir gerçek. Geleceğin iş dünyası esnek çalışma ve daha az çalışma modelleri üzerine inşa edilirken hala bu noktada takılı kalmak insanı üzüyor olsa da işverenlerin ve çalışanların bu dönüşüme uyum sağlaması, her iki tarafın da kazanacağı bir ortam yaratacaktır. Belki de burada asıl önemli olan, nerede çalıştığımız değil, nasıl hissettiğimiz. Kendimizi değerli hissettiğimiz, katkı sağladığımızı gördüğümüz ve gerçek bir denge kurabildiğimiz bir iş modeli… İşte bizi gerçekten motive eden ve hayata bağlayan şey bu.
Yorumlar